Ahmet Gezer, hep böyle başlar otobiyografiler. Sartre' nin otobiyografisini okuduğumda hemen kısa bir öz geçmiş yazasım geldi. Bunun da kişisel görüşlerimi paylaşmak istediğim bu blog sitesinin ilk sayfasında yer almasını istedim.
Ahmet Gezer, 26 Ekim 1985' de Çapa'da doğdum. Çapa Tıp fakültesinde. Düşünsenize aynı yerde, mekanda doğan on binlerce çocuk.
Saat 8 gibi dendi. Doğmuşum.
Burçlarla pek ilgilenmesem bile akrep burcuyum, yükselenim de akrep.
İlk evimiz Gaziosmanpaşa Sarıgöl'de. Sağlıklı bir çocukmuşum. Hemen bu eve getirmişler. Ahırdan bozma olduğu söylendi. Öyle evde oturmak zorunda kalmayalım derdi annem hep.
Sarı kafa bir çocukmuşum, altın sarısı değil, civciv sarısı. Toplu, topaç gibi bir çocuk. Önü tavşanlı, kısa, askılı, mavi kıyafetim resimlerden hatıramda yer etti.
Daha sonra Fındıkzade'ye taşınılmış. Pek hatırlamıyorum. Gelip geçerken gösteriyorlar sadece. Sonra Ümraniye'ye amcamların evine. Yüksek katlardan biriydi. Ümraniye'nin daha Ümraniye olmadığı
zamanlar. Babamın işe giderken zorlandığını ve eve oyuncakla gelişleri var gözümün önünde. Kara şimşek, taklacı güvercin prototipi bir oyuncak.
Küçükköy'deyiz. 6-10 yaşları arasında, karşı komşumuz Yusuf, adını hatırlayamadığım bacısı, yan bina Olcay, Üst katımız İhsan.
Yusuf'la balkonlarına çıktığımız asma ağaçlı seyir terasını, Olcay'ın serseriliklerini, İhsan'ın küfürlerini unutamam. Bir de 5 lt. 'lik cam su damacanalarını, keçe suyunu, bilyalımı.
İlk inşaatın ikinci katından kuma atladığımda o zamanlara denk gelir.
10 yaşında beni ben yapan Küçükköy, Hürriyet mahallesine taşındık.
Yakup, Atakan, İlker, Yasin, Erhan, Gökhan, Oğuz, Mustafa, Serdar, Tekin, Ulaş, Hıdır, Murat, Suat, Yılmaz, Onur, Orkun, Selçuk, Erhan, Ferit, Kaan, Bilal, İsmail, Aytek, Aziz, Koray, Yiğit, Aslan,
Uğur, Emre, Mustafa, Süleyman, Özer, Selçuk, Alican, Doğan, Ali, Ahmet ( Ben ). Ev sırasına göre yazdım. Bu büyük ailenin içinde ben oldum. Çocukluğum, gençliğim oldu.
Akılınıza gelip gelebilecek bir çok şey yaptık. Dolu dolu geçti.
Daha Sonra Üniversiteye gittim. Sakarya. Özledik be.
Muhammet, Gürhan, Yunus, Kemal.
Son senesinde efsane mahallemden ayrıldık. Hatıralar beynime kazımış şekilde. Arnavutköy' deyiz. İstanbul'un diğer ucu, ismi zengin muhitle karıştırılan yer.
İşlerimiz şimdilik yolunda, o da yakın bir yer olan Sultangazi'de. Evden 10 dk. 5 sene oldu. Keyfim yerinde.
Sabiha var hayatımda. Hep öyle kalsın.
Geniş bir biyografi yazmayı düşünüyorum. Görüldüğünde okumaya üşenecekleri bir otobiyografi.
Başlıyorum az kaldı. Önce bir genel çerçeve, programı oluşturayım. Günümüze kadar gelip, daha sonra günlüğe dönecek.
Bakalım hayat neler gösterecek.
İnşallah.
03.07.2016 Ramazan arifesinin arifesi. Arnavutköy/İstanbul.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder